22 Mart 2014 Cumartesi

Özgüven

Bizim çoçukluğumuz,
Bir o mahalleden bir diğerine geçerek kah o başka mahallelerdeki çocuklarla dalaşarak, kah gülüşüp oynaşarak yılları saf ve berrak bir şekilde yaşarken şimdiki çocuklara bakıyorum ve inanın çok üzülüyorum.
Neden mi? 80-ve 90 lı yıllarında başlarında çocukluğunu yaşayanla milenyum çağı olarak nitelendirilen 2000'li çocukların sosyal etkinlik alanları arasında dağlar kadar fark görüyorum. Bunun en yakın şahidi ve gözlemcisi olarak düşüncelerimi sizlere aktarırken eminim ki yazımı okuduktan sonra bana hak vereceksiniz. Geçen günlerde birçok kişi tarafından okunan içler acısı bir durumun haberlerine şahit olduk. Haberin detaylarını paylaşmak istemesemde  kısacası bahsetmem gerekirse  durum şundan ibaret; küçücuk bir çocuğa tecavüz edip, sonrada öldürüp gömen vicdansız, ardan namusdan, ahlaktan, iffetten eksik uçkuruna sahip olamayan birinin küçücuk çocuğun hayatını elinden çekip almasına şahit olduk. Artık Dünya üzerinde çocuk istismarları çoğaldı, Kız- Erkek ayrımı yapmadan o küçücuk bedene nasıl için kabarır nasıl o gözle bakıp aklından çirkin şeyler geçirebilir bir insan anlamlandıramıyorum. Aslında bunlara insan bile denmez. Şimdi düşünüyorumda zaten çocukların sokakta oyun oynama kültürleri yok hatta oyun oynayacakları bir sokak alanları sınırlıyken hangi ebeveyn çocuğunu dışarıya tek başına gönderebilir. Biz ki ailelerimiz tarafından rahatça sokakta, dışarıda oyun oynama sunulan özürlükle büyümüşüz, arkadaşlarımızın, komşularımızın evine güvenle, rahatça, korkudan endişeden yoksunsuz birşekilde gitmişiz. Çünkü ozamanlar komşuluk bağları sıkıydı, herkes periyodik olarak birbirini ziyaret eder, gün tarzı etkinliklerle keyifli vakitlere imza atıp birbirlerini tanıma fırsatı yakalıyorlardı. Bu şu demek herkesin birbirini tanımsıyla bakış açıları farklılaşıp hepimizin çocuklarına sahip çıkıyorlardı. Aileler biliyordu evet tek ben değilim çocuğumu, çocukları gözetleyen kollayan çocuğum susadı mı bir bardak suyu çıkartıp benden önce içiren, çocuğum terledi mi ufacık bir azarla evime gönderirler....bunlar  insanların aklından geçerken. Şimdi kimin nesi kimin fesi olarak adlandırdığımız sadece karşılaşılınca bir tebessümle geçilen komşuluklar oluştu. Unutmayınız ki çocuklarımızın 2000'li yıllarda teknoloji sosyalliği haricinden bireylerle karşılıkla sosyalleşmeye ihtiyacı vardır. Bunun zeminini siz aileler ve gelecekteki biz aileler oluşturmalıyız. Birde şöyle bir bakıyorum ki artık çocukların kendilerine karşı özgüveni yok, geçen günlerde evimin önündeki parkta 2 tip çocuk karakterine rastladım. Birincisi parkta bir salıncakta, bir kaydrakta oradan oraya keyiflice koşarken gördüğü yeni yüzlerle konuşan kaynaşmaya çalışan dünya tatlısı varlıkken. Bir diğeri ise annesinin elini bırakamayarak etrafına korku ve endişeyle bakıyordu. Onda gördüklerim, şimdi bunlar ne ki, baksana şu diğerlerine anneleri yanında değil sadece uzaktan izliyorlar, salıncağa mı binsen? Kaydırağa mı binsem Annemde yanımda olur dimi? derken annesinin kendi tercihiyle herhangi bir oyun alanına götürmesi kadar bir çocuk için çirkin durum olabilir mi? Bana göre bir çocuğun düşünce özgürlük alanın yaratılması gerekir belki bu tarz bir örnekle bunu bağdaştırmam sizlere basit görünsede bana göre mühimdir. Kendi kararlarını doğru almayı düşe kalka öğretmeliyiz,ama herzaman gözü üstünde uzaktan uzağa koruyup kollayan aileler olmalıyız. Artmut piş ağzıma düş tarzı bir durumda yetiştirilen çocukların özgüvenden eksin yoksun yaşadıklarını unutmayalım.
Demem o ki biz sokakta büyüyen çocuklarla, şimdiki internnette, kreşlerde büyüyen kapana kısılmış alanlarda oyun oynatılmaya zorlanılan çocukların arasındaki en büyük fark Özgüvendir. Çünkü bizler elimize tutuşturulan 1-2 lirayla ekmek almaya gidip para üstümüzü alırken matematiği çözen, eve gidene kadar o ekmek kenarlarını kemirip parayı eksiksiz aldım bak doğru ben bunu yaptım Anne diyebiliyorken. Şimdileri "Anne su, anne cola, anne hamburger" herşey ayaklarına geliyor, önünde dehşete mailli itiici oyunlarlar vakit geçiren çocuklarımız var. Artık bu iki ayrışım arasındaki farkındalığı sizler umarım doğru bir şekilde yorumlarsınız.
Hepimiz sağlıcakla kalalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder